Macaristan ve Türkiye ortak hareket edebilir.
Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, DÜNYA Gazetesi’nin Ankara Sohbetleri’nin konuğu oldu. Büyükelçi, ikili ilişkileri canlandırmak için ticaret hacminin tek başına yeterli olmadığını belirterek, “Üçüncü ülkelerdeki ortak yatırımlarda iki ülkenin şirketleri ortak hareket edebilir” dedi.
Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Avrupa’nın en düşük vergi oranının yüzde 9 ile Macaristan’da olduğunu belirterek, bunun da yüzde 80’inin geri alınabileceğini söyledi. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta, Rusya’yı desteklemediklerini ve AB’nin tüm yaptırımlarına uyduklarını dile getiren Matis, gaz alımını durdurmaları halinde Rusya’dan çok kendilerine zarar vermiş olacaklarını kaydetti. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Matis, iki ülke arasında başta su yönetimi olmak üzere birçok alanda işbirliği imkânları bulunduğunu aktardı.
Rusya Ukrayna savaşına yönelik değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Ukrayna bizim komşu ülkemiz ve şu anda savaş var, bunu Yugoslav savaşında sonra hiçbir zaman yaşamadık. Bu güvenlik politikası açısından bizim için çok büyük bir tehlike. Biz ülke olarak ilk önce kendi ülkemizde bulunan insanları korumak zorundayız. Tarihi nedenlerden dolayı Macaristan’ın etrafındaki komşu ülkelerde de çok fazla Macar yaşıyor, onları da bizim korumakla ilgili sorumluluklarımız var. Şu anda savaş devam ediyor ve her geçen gün insanlar ölüyor, inanılmaz korkunç şeyler oluyor. Bu nedenle bizim birinci isteğimiz bu savaşın hemen durması, insanların öldürülmesine dur demek lazım. Ukrayna’da yaşayan bir sürü Macar var ve orada yaşayan Macarlar da bu savaşta ölüyor. 24 Şubat tarihinden sonra Macaristan’da kendi tarihimizin en büyük insani yardım kampanyası ve hareketi başlatıldı. Bu Ukrayna için ve Ukrayna’dan kaçmaya çalışan mülteciler için başlatıldı. Mültecileri korumak ve desteklemek istendi, insanlar kendi evlerini açtılar, bağışlar toplandı, lojistiği hemen organze ettiler.
Savaşın başlangıcıyla birlikte, Macaristan’ın Rusya’yı desteklediği yönünde eleştiriler gelmişti?
Polonya’dan sonra aşağı yukarı Romanya ile aynı oranda mültecileri kabul eden ülkeyiz. Daha önemlisi biz bu insanlara güvenlik sağlıyoruz ve istedikleri kadar kalma imkânı sunuyoruz. Avrupa Birliği’nin bütün yaptırım kararlarına Macaristan ses çıkartmadan katılıyor. Fransa, Çek Cumhuriyeti, Almanya hangi yaptırım kararını uyguluyorsa biz de aynı yaptırım kararını uyguluyoruz. Biz diyoruz ki enerji güvenliği açısından Rusya’dan gelen doğalgazı durduramıyoruz, teknik olarak mümkün değil. Kapatacak olursak Rusya’ya yapacağımız zarardan kendimize daha çok zarar vermiş oluruz, çünkü bizim Rus gazına bağımlılık oranımız %55 düzeyinde, bu komünizmden kalan bir şey ve hala da devam ediyor. Bağımlılığımızı en aza indirmek için farklı yerlerden temin etmeye çalışıyoruz. Daha pahalı olmasına rağmen başka ülkelerden de almaya başladık, çünkü bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyoruz.
Macaristan tehlikeye düşmesin diye Ukrayna’ya silah vermiyoruz, çünkü Rusya için Macaristan hedef haline gelecek NATO üyesi olmamıza rağmen. Bu bizim savaşımız değil, o nedenle çok dikkatli olmamız lazım. Bizim Rusya’yı desteklediğimizi düşünenler için tekrar söylüyorum biz Rusya’yı desteklemiyoruz.
Bu durum AB ile ilişkilerinizi nasıl etkiliyor?
Biz kendi vatandaşlarımızın çıkarlarını göz önünde tuttuğumuzdan dolayı Brüksel’in de başka ülkelerin siyasetçilerinin de fazla eleştirilerini alıyoruz. Polonya da aynı şeklide. Bir yandan savaş devam ederken öbür yandan Macaristan da seçimlerle Hükümet tekrar kazandıktan sonra Brüksel’den mesaj geldi, “COVID nedeniyle çıkan zararları finans etmek için vereceğimiz paraları siz almayacaksınız. Çünkü hukuki açıdan Avrupa Birliği değerlerine uymuyorsunuz” diye.
Pandemi için alınacak kredilerin onayında oy birliği gerekiyordu. Biz önce olumlu oy kullanmıştık. Açıkçası bizi Avrupa Birliği’nin bazı kurumları anlamamaya başladı, bizde onları anlamamaya başladık.
Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini takip ediyor ve destekliyoruz ve kesinlikle bu katılım sürecinin hukuki bir süreç olduğunu düşünüyoruz. Siyasi problemler varsa onu başka yöntemlerle çözmek gerekiyor. Biz Türkiye’yi Avrupa Birliği içinde görmek istiyoruz.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımında bazı problemlerin de çözülmesi gerekiyor. İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler çok gelişmiş olsa da ülkede gelişmemiş bir çok bölge var. Bunun da çözülmesi gerekiyor. Ancak siyasi engel konulmaması lazım.
Türkiye ile Macaristan arasındaki ilişkilerin seviyesine ilişkin ne söyleyebilirsiniz?
İki ülke arasındaki ilişkiler 2013 tarihinde stratejik seviyeye yükseldi o dönemde bizim kendi istatistiklerimize göre ikili ticaret hacmimiz 2 milyar dolar iken, 2021’de 3.88 ‘e kadar yükseldi yani aşağı yukarı iki katına çıktı. Ticaret dengesinde hâlen Macaristan lehine bir fark var ama bu rakamlar birlikte yükseliyor.
Yatırım açısında bakarsanız Macaristan, Avrupa Birliği’nde en iyi teşvikleri sunuyor. Bu nedenle Türk şirketler, özellikle Schengen Bölgesi ve Avrupa Birliği’nde yatırım yapmak istiyorlarsa; Macaristan doğal bir yatırım alanı.
Aynı şekilde bu bölgede ihracat yapacak olan Macar şirketler de Türkiye’yi keşfetmeye başladılar. Neden bu kadar geç diye sorarsanız 1989 yılına kadar komünizm nedeni ile bizde hiçbir özel şirket yoktu. Biz bu tarihten sonra kapitalizmi yavaş yavaş öğrenmeye başladık ve 2004 tarihinde Avrupa Birliği’ne girdik. Avrupa Birliği’ne girdikten sonra kendi piyasamızı ciddi bir şekilde açtık ve bu nedenle de iyi şirketlerimizden bazıları rekabet gücünü kaybetti.
Türkiye ile Macaristan arasındaki ilişkilerde siz daha fazla satın, biz daha fazla satalım anlayışıyla iş yürümez, yani ticaret hacmi tek başına yeterli değil. İkili ilişkileri canlandırmak için geçen sene Şubat ayında iki Eximbank reasürans anlaşması yaptılar. Üçüncü ülkelerdeki ortak yatırımlarda iki ülkenin Eximbank’ları yanlarında duruyor.
Örneğin Afrika’daki su yatırımlarında iki ülke şirketleri ortak hareket edebilir. Şu anda Macaristan’da krediler daha ucuz ve uygun durumda. İşbirliği sadece Afrika değil, dünya genelinde gerçekleştirilebilir.
Macaristan uzun dönemli çok fazla yatırım çeken bir ülke, geçen sene Şişecam’ın 200 milyon Euro’dan fazla olan yatırımını kamu oyuna bildirdik. Biz yatırımlara çok iyi fırsatlar sunduğumuz için Şişecam Macaristan’ı tercih etti.
Macaristan’nın su yönetimi konusunda da oldukça ileri seviyede olduğunu biliyoruz. Bu alanda işbirliği mümkün mü?
Su yönetimi konusunda Macaristan inanılmaz deneyimli ve çok iyi, . 34 tane nehir giriyor 3 tane çıkıyor. Havza yönetimi, atık su, arıtma tesisleri gibi orada bir hata yaparsanız hepsini mahvedersiniz. Budapeşte Su İşleri, yaklaşık 180 yaşında olan bir şirket, dünya savaşları dâhil hiçbir tarihte Budapeşte susuz kalmadı. Türkiye’de yüzde 35-40 seviyesinde olan su kaybı, Macaristan’da yüzde 10’un altına iniyor.
Yani biz su teknolojisi ve su arıtma konusunda çok iyiyiz ve bunu Türkiye’de de yaymaya hazırız. Zaten bu konuda işbirlikleri kurulmaya başlandı. Macar şirketler Türk müteahhitlerle görüşmelerini sürdürüyorlar. Finansal alanda daha da güçlenmemiz için yakın zamanda VakıfBank Macaristan’da bir şube açacak. Bu hem yatırımcılar için çok önemli bir adım olacak hem de ikili ticarette doğrudan ticaret için de çok önemli bir adım olacak.
Bunun yanı sıra çok daha fazla küçük çaplı programlarımız var KOBİ’lerle ilgili, ticaret ve sanayi odaları ile ilgili, biz ekonomik ve ticari ilişkilerimizi kapsamlı bir şekilde temellere koymak istiyoruz, var olan işlerimizi devam ettirmek ve yeni girişimlerle daha da canlandırmak istiyoruz. Su yönetimiyle ilgili hangi belediye ilgilenmek istiyorsa biz onları bulmaya çalışıyoruz ve onlara kendimizi anlatmaya çalışıyoruz.
Lojistik açıdan da çok önemli projelerimiz var şuan da Türkiye’yi Macaristan’a demiryolu ile bağlamamız gerekiyor. Bu çevre açısında da çok yararlı olacak. Böyle bir proje önerimiz var ve 4 ülke olarak bunun üzerine çalışıyoruz. Türkiye, Bulgaristan, Sırbistan ve Macaristan ile bu projeyi çok hızlı yapmamız lazım.
Tekrar Macaristan’daki yatırım fırsatlarına dönersek, kurumlar vergisinin en düşük oluğu ülke bildiğimiz kadarıyla.
Avrupa da kurumlar vergisi en düşük ülke %9 ile Macaristan. Üstelik bu %9’un da % 80’ini geri alabilirsiniz. Yani normalde vergi oranı % 1.8 gibi. Bizde başka ülkelerde olmayan Yerel Belediye Vergisi var ama o en fazla %2 oluyor. Yatırımcı bir şehre gelip “Ben 500 kişiye iş vereceğim ve büyük bir iş yapacağım bunun karşılığı olarak düşük vergi ödemek istiyorum” diyerek bunu kabul ettirebilir. Macaristan düşük vergi oranını karşılaması için KDV oranını %27 -28 olarak biraz yüksek tutuyor ama en önemli genel prensip hükümet, Macaristan’da işsizlik oranının azalmasını istiyor. İnsan çalışıp kendi parasını kazanıyorsa devlet destek verme durumunda kalmıyor. Devleti de rahatlatıcı bir durum oluyor, üretim ve yurt dışından gelen yatırımlar ülkemizde istihdam sağlıyor. Şu anda işsizlik oranımız %4. Batı Macaristan daha gelişmiş, doğu Macaristan daha az gelişmiş durumda, teşviklerle biraz daha dengelemeye çalışıyoruz. Burada yatırım yaparsanız daha fazla teşvik, diğer tarafta yarasanız daha az teşvik alırsınız.
Macaristan istiyor ki insanlar çalışsın devlete muhtaç olmasın, ihracat çok olsun böylece yavaş yavaş ilerleyebilsin. Macaristan’da yaşam standartları iyi olmakla beraber Avusturya’nın yaşam standartlarında bile değil, bunu kabul etmek lazım. Macaristan’da yaşamak özellikle bir yabancı için çok kolay, bütün altyapı hazır, hiçbir şey pahalı değil, eğlenceli hayat da var sakin hayat da var. Turizm Macaristan’da salgından önce çok önemli bir sektördü. Son 10-12 senede yurt dışından gelen turistin yanı sıra iç turizmin de güçlendirilmesi için çalıştık. Mesela işveren çalışana sadece maaşını değil maaş yerine yemek, gezi gibi imkanlar sunuyorlar. Böylece vergi oranı da çok düşük oluyor. Ayrıca çalışan da böyle bir parayı harcamayacakken, bu tarz desteklerle ülkeyi gezip görüyor.
Macaristan özellikle Türkler için kültür turizmi açısında da çok zengin, en ünlü kültürü Türk Hamamı.Birçok insan Türk Hamamı için Budapeşte’ye geliyor. Türk Hamamları’nı koruduk, yeniden yaptık, şifalı sular, termal sular çok ciddi sayıda, çok fazla yerde var. Sağlık turizmi olarak en büyük şifalı su Hévíz gölünde, insanlar orada tedavi görüyorlar. Gençler için festival turizmi, müzik, şarap gibi. Avrupa’da artık Budapeşte’ye gitmek moda oldu. Budapeşte’ye gitmeyen genç sayısı çok az.
Bence Türkler, kendi kültürünü Avrupa’da görmek istiyorsa Macaristan’da bir hafta tatil yapmalı. Çünkü çok fazla gezebilecekleri yer var. Mesela Macaristan’nın Pécs kentinde bulunan Gazi Kasım Paşa Camii müzesi önemli. Budapeşte’de Gülbaba Türbesi yenilendi, Macaristan’ın kuzeyinde Eğri şehri etrafında kocaman bir şarap bölgesi var ve en iyi kırmızı şarap bölgesi. Ayrıca Büyük Macar Ovası’nda at turizmi var.
“Türkiye’de bir yılda 100 kültür etkinliği yapacağız”
18 Aralık 2023’ten başlayarak 2024 yılında ortak kültür senemiz organize edilecek. Bu ortak kültür yılı içerisinde Macaristan Türkiye’de 100 adet büyük kültür faaliyeti yapacak. Macaristan, 18 Aralıkta 1923’te Türkiye Cumhuriyeti adı ile ülkemiz ilk uluslararası anlaşmasına imza attı. 100. yıl ile kültür yılını başlatıyoruz ve 22 Ocak 2025 tarihinde Macaristan Kültür Günü’nde de bitireceğiz. Macaristan’ı tanıtacak olan 100 adet çok önemli kültür faaliyetini organize edeceğiz onun için de çok fazla insan kaynağına ihtiyacım var. Hazırlıklar başladı, iki tarafta da çalışma grupları belirlendi, Türk çalışma grupları Macaristan’a yer tespitleri için gitti. Türkiye ve Macaristan karşılıklı olarak diğer ülkede kendilerini tanıtacaklar.
Macaristan’da kısa süre önce tamamlanan seçim sürecini değerlendirebilir misiniz? Türkiye ile benzerlikler olduğuna yönelik çeşitli yorumlar yapılmıştı?
Hükümetteki parti, 199 kişilik meclisimizde 135 milletvekili ile 2/3 çoğunluğu elde etti. Bu seçimle birlikte üst üste 4’üncü seçimini kazanmış oldu. Önümüzdeki süreçte Türkiye ile Macaristan arasındaki ilişkilerde herhangi bir değişiklik olacağını düşünmüyorum. Yeni hükümet yakında göreve başlayacak. Ayrıca 10 Mayıs’ta Macaristan’ın ilk kadın Cumhurbaşkanı sayın Novak da göreve başlayacak. Ben seçim sürecinin Türkiye ile benzerliği konusunda bir yorum yapmam. Ancak şunu söyleyebilirim ki Macaristan’da da muhalefet partileri birleşmişti.
Bir süre önce Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Ankara’da temaslarda bulundu.
Evet, temaslar yanı sıra Büyükelçiliğimizin ofis binasının temel atma törenini de gerçekleştirdik. Bakanımız törende şunu söyledi, “Türkiye’nin önemi her geçen gün her açıdan artıyor bu nedenle Türkiye’ye daha fazla diplomat göndermemiz gerekiyor, iş birliğimizi daha da zenginleştirmemiz gerekiyor” Önümüzdeki sene yaza yeni Büyükelçilik binamız hazır olacak, oradaki ofis sayımız buradaki ofis sayımızdan çok daha fazla olacak. Ben ilk kez Türkiye’ye atandığımda 2010 senesinde 8 diplomat vardı şimdi 16 kişiyiz. On iki sene içinde diplomat sayımız iki katına çıktı.
Kaynak: dunya.com