Bir haftada 10.000 kişi Gülbaba Türbesi'ni ziyaret etti!
LX HUNGARY Genel Müdürü Fikret Nas, Avrupa’nın en kuzeyindeki Osmanlı dönemi eseri olma özelliği taşıyan Gül Baba Türbesi’nin tarihi, restorasyon süreçleri, vakfın kuruluş aşamaları hakkında bilgiler verdi.
Gül Baba tarihinden bahseder misiniz? Hikayesi nedir?
Esas ismi Cafer olan Gül Baba, Veli Baba Dergâhına mensup bir Bektaşi dervişi olarak tanınıyor. Osmanlı İmparatoru Kanuni Sultan Süleyman 1500’lü yıllarda Mohaç, Zigetvar, Budin’in Roma-Germen taciziyle üzüldüğü yıllarda her zaman Macarların yanında oldu ve son gelişinde yanında Gül Baba’yı da getirdi. Gül Baba, 1531-1541 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle 10 yıl Budin’de kalırken, kendini iki ülke arasındaki kardeşliği, hoşgörüyü ve halkların dostluğunu pekiştirmeye adadı. 100 yılı aşkın ömrünün son yıllarını ise Budin’de geçirdi.
Gül Baba Kanuni Sultan Süleyman’ın davetiyle 1530’lu yıllarda Macaristan’ın Budin şehrine giderek tekke kuran ve Macar halkının bile kısa sürede sevgisini kazanan Anadolu erenlerindendir. Gül Baba o yıllar Budin’e gelir gelmez yaklaşık 10 yıl sürecek vazifesine başlıyor ve 1541 yılında şehit oluyor. Kendisi orada o kadar seviliyor ki adeta Macaristan’ın babası oluyor. Elinde tahta kılıcı, başında sarı kırmızı gülü ile her daim Gül Baba diye anılmış, yüz yılı aşan ömrünün son senelerini Budin’de geçirdi. 1541 yılında Budin Savaşı’nda şehit düşen Gül Baba’nın, Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin kıldırdığı ve 200 bin kişinin katıldığı rivayet edilen cenaze namazına Kanuni Sultan Süleyman da katıldı. Gül Baba Budapeşte’de, Tuna ve Peşte’ye nazır, güzel manzaralı bir tepeye gömüldü. Buraya ‘Gültepe’ adı verildi, 1543-1548 yılları arasında şu anda bulunduğu türbe yaptırıldı. Yüzyıllar içinde çeşitli değişimlerden geçen ve 1914’te tarihi eser olarak tescil edilen Gül Baba Türbesi, Avrupa’nın en kuzeyindeki Osmanlı dönemi eseri olma özelliğini taşıyor.
Gül Baba türbesine bugün hâlâ Müslümanlar kadar Hristiyanlar da geliyor, Macar halkı tarafından çok ziyaret edilen bir mekan, onlar da aynı sevgiyi ve saygıyı gösteriyorlar.
Gül Baba Vakıf kuruluş süreci hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Macaristan Hükümeti arasında 2015 yılında imzalanan protokol ile 6 Eylül 2016’da başlayan ve yaklaşık iki yıl süren, bugüne kadarki en kapsamlı restorasyon çalışması yapıldı. Bu çerçevede, türbe içinde ve dışında arkeolojik kazılar ve raspa araştırmaları gerçekleştirildi, türbe ahşap pencereleri, zemin kaplamaları ve taş duvarları esasına uygun biçimde restore edilerek ‘Gül Baba Türbesi ve Kültür Merkezi’ olarak bugünkü halini aldı.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Macaristan Ulusal Varlık Yönetimi (MNV) ve vakfın katkıları ile türbe restore edildi. Macar hükümeti, türbenin arazisini Gülbaba Vakfı’na tahsis ediyor. Macar devleti Gülbaba Vakfı’nı kurdu. Macar Devleti Gülbaba Vakfı’nı kurdu. Vakfın başkanı Sayın Adnan Polat’tır. Ayrıca, vakfın genel sekreteri ise ALX Hungary Genel Koordinatörü Sn. Suat Karakuş olmuştur.
Bildiğiniz üzere, 9 Ekim 2018 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Macarsitan resmi ziyareti olmuştur. Türkiye ve Macaristan hükümetlerinin iş birliğiyle restorasyonu yapılan Macaristan’daki Osmanlı dönemi eserlerinden Gül Baba Türbesi’nin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam ve Gül Baba Vakfı Başkanı Adnan Polat’ın ev sahipliğinde yoğun bir katılım ile gerçekleşti.
Gül Baba Türbesi açılışından bu yana yoğun ilgi görüyor. Gelecek programlar neledir? Gül Baba Vakfı’nın gelecekte ziyaretçileri neler bekliyor? Biraz anlatabilir misiniz?
Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Macaristan Başbakanı sayın Viktor Orban tarafından yapılan Gül Baba Türbesi ve Kültür Merkezi açıldığı günden beri yoğun ilgi görüyor. Yediden yetmişe binlerce kişi Türbe’nin ve gül bahçelerinin yanı sıra Gül Baba Kültür Merkezi’nde bulunan “Gül Baba Sergisi” ve “Aya Sofya Sergisi”ni gezdi.
Ziyaretçiler tarafından büyük ilgiyle ve merakla karşılanan Gül Baba Sergisi, “Macaristan’da Osmanlılar”, “Dervişlerin Dünyası”, “Gül Baba”, “Hatıraların Gül Babası” ve “Macarların Gül Babası” başlıklarıyla birbiriyle bağlantılı 5 adet tematik salondan oluşuyor. TİKA (Türkiye Koordinasyon ve İşbirliği Ajansı) tarafından hazırlanan sergide Macaristan’da bulunan Osmanlı dönemine ait çeşitli objeler ve bilgi panoların yanı sıra dervişlerin kullandığı eşyalar, kıyafetler, arşiv belgeleri de sergileniyor.
Diğer taraftan ziyaretçilerin oluşan kuyruk dolayısıyla girmek için dakikalarca beklediği, 2018 Avrupa Kültürel Miras Yılı’na adanan “Aya Sofya Sergisi” ise dünyanın en çok ziyaret edilen müzeleri arasında yer alan, sanat ve mimarlık tarihi bakımından dünyanın en önde gelen anıtlarından biri olan Ayasofya’nın önemli özelliklerini ve geçirdiği değişimleri anlatıyor.
Son bir haftadır Gül Baba’nın birleştirici gücünü deneyimliyoruz. Eskiden yılda sadece toplam iki- üç bin kişi ziyaret ederken, şimdi açıldığı ilk hafta din, dil, ırk, mezhep, yaş fark etmeksizin yaklaşık on bin kişi ziyaret etti. İnanılmaz büyük bir mutluluk ve gurur. Bunu daha da ileriye taşımamız lazım. Dolayısıyla Gül Baba Vakfı olarak çalışmalarımız sadece Türbe ve Kültür Merkezi’miz ile değil, gerçekleştireceğimiz farklı kültürel, sanatsal ve akademik projelerle hem Türkiye’de hem de Macaristan’da devam edecektir.
Vakıf gelecek programlar için yoğun bir şekilde hazırlanıyor. 2019 ve 2020 yılları için de çok ses getirecek ve sürdürülebilir projeler planlanıyor.